9 Aralık Pazartesi günü FB Spor Kulübü CEO’su Sayın Hakkı Hasan Yılmaz’la Şükrü
Saraçoğlu Stadı’ndaki ofisinde bir çay sohbeti gerçekleştirdik.
Görüşmenin başında kulübümüzü kendisine kısaca tanıttık ve yoğun programı
içerisinde bize zaman ayırdığı için kendisine teşekkür ettik. Görüşme çok
keyifli, esprili ve bir o kadar da öğretici geçti, çünkü Hakkı Bey tüm
içtenliğiyle sorularımızı cevapladı ve kendisini tanıttı. Eminim görüşmeye
katılan diğer arkadaşlarım da bu konuda bana katılacaktır; Hakkı Bey’in kısa
zamanda edindiği başarılar, yükselişler, aldığı riskler hepimiz için ilham
verici oldu.
Kendisi aslında pazarlama ve satış alanlarında çeşitli görevler alarak
kariyerinin hızlı ve emin adımlarını atmaya başlamış, bugüne kadar hızlı
tüketim, perakendecilik, gıda, turizm, medya gibi farklı sektörlerdeki birçok
kurumun genel müdürlüğünü üstlenmiş. Her bir sektörün kendi içerisinde çok
farklı dinamiği var aslına bakarsınız, bu sebeple her yeni görev kendisi için
sıfırdan başlamak üzerine kurulu. Neden bu kadar değişim peki diye
düşündüğünüzde anlıyorsunuz ki sürekli öğrenmeyi, kendini geliştirmeyi çok
seviyor. FB’deki göreviyle de 1 yıldır spor endüstrisini öğrendiğini belirtiyor
Hakkı Bey. Kendisini bu noktaya getiren en önemli faktörlerden birinin şans
olduğunu düşünüyor, yani aslında ona göre başarının altın kuralı doğru zamanda,
doğru yerde, doğru insanlarla olma şansından ileri geliyor. Bir de okul
başarısının her zaman hayat başarısını garanti etmeyeceğini belirtiyor; çünkü
hayatın açık bir kitap olduğunu, hayatta ezbere, kurala yer olmadığını
düşünüyor. “Ne yapmayı biliyorum, ne yapmayı seviyorum, ne yapmaya imkanım
var?” sorularına vereceğimiz ortak cevabın bizi doğru kariyer tercihlerine
götüreceğinin altını çiziyor.
Hakkı Bey’le biraz da Liderlik ve Strateji konuları üzerine sohbet ettik,
çünkü kendisi 2000 yılından beri Koç Üniversitesi’nde MBA ve EMBA öğrencilerine
bu konularda dersler veriyor. Yapmaktan en çok zevk aldığı işlerden birinin
hocalık olduğunu belirtiyor. Hakkı Hasan Yılmaz’a göre iyi bir lider olabilmek
için iletişim becerilerinin kuvvetli olması ve kişinin IQ’dan ziyade EQ’sunun
yani duygusal zekasının yüksek olması gerekiyor. Yani iyi bir lider öncelikle
farklı düşünce yapılarının olabileceğini kabul etmeli ve başka insanları
anlayabilmeli. Hayran olduğumuz en büyük liderlerin bile yüzde yüz rasyonel
olmadığını belirtiyor, çünkü hayatta hiçbir karar aslında rasyonel değil, her
şey relatif. Bu sebeple başkaları tarafından nasıl algılandığın aslında önemli;
doğru algıları yaratabilmek için de kişinin kendini ifade edebilmesi ve iyi iletişim
kurabilmesi gerekli.
Hakkı Hasan Yılmaz’ın içten tavırları, bizle paylaştığı anektodları, hayatla
ve başarıyla ilgili genel yargıları gösteriyor ki kendisi liderlik sıfatını
layığıyla taşıyor. Kendi kişisel gelişimimizde ve kariyer seçimlerimizde bize
ışık tutacağına inandığımız bu verimli ve bir o kadar keyifli sohbet için
kendisine tekrardan teşekkür ederiz.
Pelin Seyrekoğlu