11 Nisan 2014 Cuma

Lidyana.com CEOsu Hakan Baş ile olan görüşmemizden notlar...

3 Nisan Perşembe günü gerçekten çok verimli, heyecanlı ve her anı dolu dolu geçen görüşmelerden biri olan Lidyana co-founder’u ve CEO’su Hakan Baş ile görüşmedeydik. Bu görüşmede karşımızda yaşça bize çok yakın ancak hayatına bir çok fark, değer ve heyecan katmış bir start-up kralı ve gerçekten tam bir takım lideri vardı. Her anı dolu doluydu çünkü karşımızdaki bu genç adam, karşısındaki genç beyinlerle yaşadıklarını, birikimlerini açık yüreklilikle ve çok çok büyük bir samimiyetle paylaşmaya o kadar istekli ve heyecanlıydı ki zaman zaman beyninden geçen kelimelerin hızının ağzından çıkan sözcüklerin hızına yetişemediğini görebiliyordunuz. Bu heyecanlı, dopdolu ve “saat 5buçuk mu oldu, saat 5buçuk oldu, trafiğe kalıyoruz” dediği anda hepimizin, o çok sevdiği dizinin, zamansız gelen sezon finalinde gibi hissettiği ama mutlu ayrıldığı görüşmeyi, dilim döndüğünce, sizleri de orada hissettirebilecek şekilde anlatmaya çalışacağım.

Hakan Bey ile toplantımıza hayat hikayesini dinleyerek başladık, ancak klasik her yerde okuduğunuz şekilde değil elbet. Çocukluğundan beri içinde bir girişimci olduğunu söyledi Hakan; henüz üçüncü sınıfta ve yeni geldiği, kimseyi tanımadığı ilk okul günlerinin ilk haftalarında gelen sınıf başkanlığı seçiminde adaylığını koyduğunu, elbette seçilmediğini ama ondan sonraki her senesinde istisnasız sınıf başkanı seçildiğinden bahsetti. Ardından gelen yüzücülük dönemleri, Üsküdar Amerikan Lisesi günleri ve Amerika Cornell ve ardından Yale’de geçirdiği bütün zamanlarda liderlik özelliğini kullandığını ve geliştirdiğini öğrendik. Bunda, çok küçük yaşlardan itibaren sporcu disiplininden geçmiş olmanın da büyük bir katkısı olduğu aşikar elbet.

Takım ruhu ve takım oyuncusu olabilmekten bahsederken kendi hayatından bir örneği bizimle paylaştı;  iyi yüzeceğini bildiği halde 4x100 erkekler bayrak yarışında antrenörün onu takıma almadığı zaman tribünden takımı desteklemesi olarak verdi. Ardından, bu büyük desteğe karşılık antrenörün “sen gerçek bir takım liderisin Hakan” dediğinden bahsetti.

Hayatta başarı kıstası olarak mutluluğu esas aldığından bahsetti ve tabii bunun herkes için farklı da olabileceğinden. “Hayattaki her şeyin bir ağırlığı var aslında dedi, ve bu herkes için farklıdır, bunların yüksek olanlarını alıp yapmak istediklerimizi seçerek yaşamamız gerekir”.

 Başarılı olmak için de insan ilişkilerini yerinde, doğru ve iyi tutmamız gerektiğinden bahsetti Hakan Bey. Birlikte çalıştığı her isim ile olan ilişkisini bugüne kadar ilk günkü güzelliğinde tutabilmesinin sırrının da bu olduğunu söyledi. İnsan ilişkilerinin önemli olduğundan ve yapmak istediğimiz bir çok şeyin sormak istediğimiz bir çok sorunun cevabının insan ilişkilerine çıktığından bahsetti ve aynı cevap ile bir çok sorunun da çözüme ulaştığından. İş yaşamı ile ilgili “Ben büyük resmi görebiliyorum ve oradan küçük noktalara ulaşarak stratejik noktaları bulabiliyor ve oynamalar yapabiliyorum” dedi.

 Bunların yanı sıra hem iş hem de sosyal hayatında bu kadar başarılı olmasının sırrını da bulduk Hakan Bey’de ki bu da sabırlı olmak ! Bunun sağlığına zarar verdiğinden bahsetti ancak hiçbir sorunun sakin kalmayarak çözülemeyeceğinden bahsetti. “Bir sorun mu oldu, tamam evet oldu artık, o sırada siz ne kadar kızsanız da bağırsanız da çağırsanız da o sorun oldu önemli olan o soruna nasıl bir çözüm bulabildiğinizdir” dedi. Sabırlı olmanın sakin kalmanın ve yapıcı olmanın buradaki önemli nokta olduğuna da parmak basarken, “ancak duruşunuzdan da tabi ki ödün vermeyin”i eklemeyi unutmadı. Kriz anlarında önemli olanın “krizi fırsata çevirmek” olduğundan bahsederken mp3’ün ilk çıktığı zamanlarda Sony’nin düşüşünü ancak Apple’ın iTunes uygulaması ile yükselişe geçtiğini örnek gösterdi. Bunlara ek olarak hayattaki her noktasında, iş, yaşam, sosyal hayat ama gerçekten her noktasında pozitif bakmanın, tabi ki hayalperest olmadan, her şekilde olumlu geri dönüşler yaptığına inandığından bahsetti. Bir sorun çıkabilir, ya da bir engel çıkabilir, bazen bir şey bir anda yok olabilir ama bunun pozitif bir yanı vardır ya da farklı bir getirisi vardır, diye düşündüğünden bahsetti Hakan Baş, pek tabii bu yüzden de keşkelerinin olmadığından.

Hakan Bey’in bize anlattığı ve bizim çıkardığımız en önemli nokta “network”ünü çok doğru kullanan bir girişimcinin çok büyük riskler alıp doğru yerde verdiği doğru kararla bu kadar başarılı bir iş adamı, co-founder ve CEO oluşuydu. Bunlar, yukarıda bahsedilen bütün insan ilişkilerine dikkat etmek ve önem göstermek, pozitif olmak, riskleri doğru analiz etmek ve doğru yerlere yani kilit noktalara kilit isimleri koymak ile oluyor elbet.

Biz 7 kişi çok eğlenceli, dopdolu ve Mehmet’in tabiriyle “kıpır kıpır” bir yaklaşık 2 saatte Hakan Baş ile bunları paylaştık, daha doğrusu ondan bunları öğrendik. Sizi oradaymışsınız gibi hissettirecek şekilde ve sıkmadan bizim aldığımız heyecana dahil etmeye çalışarak anlatmak istedim, umarım başarabildim.

Başka görüşmelerde görüşmek üzere, çayınız sıcak, gününüz mutlu ve pozitif olsun J


Deniz Görcaner. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder