3 Nisan Perşembe günü gerçekten çok verimli, heyecanlı ve
her anı dolu dolu geçen görüşmelerden biri olan Lidyana co-founder’u ve CEO’su
Hakan Baş ile görüşmedeydik. Bu görüşmede karşımızda yaşça bize çok yakın ancak
hayatına bir çok fark, değer ve heyecan katmış bir start-up kralı ve gerçekten tam
bir takım lideri vardı. Her anı dolu doluydu çünkü karşımızdaki bu genç adam,
karşısındaki genç beyinlerle yaşadıklarını, birikimlerini açık yüreklilikle ve
çok çok büyük bir samimiyetle paylaşmaya o kadar istekli ve heyecanlıydı ki
zaman zaman beyninden geçen kelimelerin hızının ağzından çıkan sözcüklerin
hızına yetişemediğini görebiliyordunuz. Bu heyecanlı, dopdolu ve “saat 5buçuk
mu oldu, saat 5buçuk oldu, trafiğe kalıyoruz” dediği anda hepimizin, o çok
sevdiği dizinin, zamansız gelen sezon finalinde gibi hissettiği ama mutlu
ayrıldığı görüşmeyi, dilim döndüğünce, sizleri de orada hissettirebilecek
şekilde anlatmaya çalışacağım.
Hakan Bey ile toplantımıza hayat hikayesini dinleyerek
başladık, ancak klasik her yerde okuduğunuz şekilde değil elbet. Çocukluğundan
beri içinde bir girişimci olduğunu söyledi Hakan; henüz üçüncü sınıfta ve yeni
geldiği, kimseyi tanımadığı ilk okul günlerinin ilk haftalarında gelen sınıf
başkanlığı seçiminde adaylığını koyduğunu, elbette seçilmediğini ama ondan
sonraki her senesinde istisnasız sınıf başkanı seçildiğinden bahsetti. Ardından
gelen yüzücülük dönemleri, Üsküdar Amerikan Lisesi günleri ve Amerika Cornell
ve ardından Yale’de geçirdiği bütün zamanlarda liderlik özelliğini kullandığını
ve geliştirdiğini öğrendik. Bunda, çok küçük yaşlardan itibaren sporcu
disiplininden geçmiş olmanın da büyük bir katkısı olduğu aşikar elbet.
Takım ruhu ve takım oyuncusu olabilmekten bahsederken kendi
hayatından bir örneği bizimle paylaştı; iyi yüzeceğini bildiği halde 4x100 erkekler
bayrak yarışında antrenörün onu takıma almadığı zaman tribünden takımı
desteklemesi olarak verdi. Ardından, bu büyük desteğe karşılık antrenörün “sen
gerçek bir takım liderisin Hakan” dediğinden bahsetti.
Hayatta başarı kıstası olarak mutluluğu esas aldığından
bahsetti ve tabii bunun herkes için farklı da olabileceğinden. “Hayattaki her
şeyin bir ağırlığı var aslında dedi, ve bu herkes için farklıdır, bunların
yüksek olanlarını alıp yapmak istediklerimizi seçerek yaşamamız gerekir”.
Başarılı olmak için
de insan ilişkilerini yerinde, doğru ve iyi tutmamız gerektiğinden bahsetti
Hakan Bey. Birlikte çalıştığı her isim ile olan ilişkisini bugüne kadar ilk
günkü güzelliğinde tutabilmesinin sırrının da bu olduğunu söyledi. İnsan ilişkilerinin
önemli olduğundan ve yapmak istediğimiz bir çok şeyin sormak istediğimiz bir
çok sorunun cevabının insan ilişkilerine çıktığından bahsetti ve aynı cevap ile
bir çok sorunun da çözüme ulaştığından. İş yaşamı ile ilgili “Ben büyük resmi
görebiliyorum ve oradan küçük noktalara ulaşarak stratejik noktaları
bulabiliyor ve oynamalar yapabiliyorum” dedi.
Bunların yanı sıra
hem iş hem de sosyal hayatında bu kadar başarılı olmasının sırrını da bulduk
Hakan Bey’de ki bu da sabırlı olmak ! Bunun sağlığına zarar verdiğinden
bahsetti ancak hiçbir sorunun sakin kalmayarak çözülemeyeceğinden bahsetti. “Bir
sorun mu oldu, tamam evet oldu artık, o sırada siz ne kadar kızsanız da
bağırsanız da çağırsanız da o sorun oldu önemli olan o soruna nasıl bir çözüm
bulabildiğinizdir” dedi. Sabırlı olmanın sakin kalmanın ve yapıcı olmanın
buradaki önemli nokta olduğuna da parmak basarken, “ancak duruşunuzdan da tabi
ki ödün vermeyin”i eklemeyi unutmadı. Kriz anlarında önemli olanın “krizi
fırsata çevirmek” olduğundan bahsederken mp3’ün ilk çıktığı zamanlarda Sony’nin
düşüşünü ancak Apple’ın iTunes uygulaması ile yükselişe geçtiğini örnek
gösterdi. Bunlara ek olarak hayattaki her noktasında, iş, yaşam, sosyal hayat
ama gerçekten her noktasında pozitif bakmanın, tabi ki hayalperest olmadan, her
şekilde olumlu geri dönüşler yaptığına inandığından bahsetti. Bir sorun
çıkabilir, ya da bir engel çıkabilir, bazen bir şey bir anda yok olabilir ama
bunun pozitif bir yanı vardır ya da farklı bir getirisi vardır, diye düşündüğünden
bahsetti Hakan Baş, pek tabii bu yüzden de keşkelerinin olmadığından.
Hakan Bey’in bize anlattığı ve bizim çıkardığımız en önemli
nokta “network”ünü çok doğru kullanan bir girişimcinin çok büyük riskler alıp
doğru yerde verdiği doğru kararla bu kadar başarılı bir iş adamı, co-founder ve
CEO oluşuydu. Bunlar, yukarıda bahsedilen bütün insan ilişkilerine dikkat etmek
ve önem göstermek, pozitif olmak, riskleri doğru analiz etmek ve doğru yerlere
yani kilit noktalara kilit isimleri koymak ile oluyor elbet.
Biz 7 kişi çok eğlenceli, dopdolu ve Mehmet’in tabiriyle
“kıpır kıpır” bir yaklaşık 2 saatte Hakan Baş ile bunları paylaştık, daha
doğrusu ondan bunları öğrendik. Sizi oradaymışsınız gibi hissettirecek şekilde
ve sıkmadan bizim aldığımız heyecana dahil etmeye çalışarak anlatmak istedim,
umarım başarabildim.
Başka görüşmelerde görüşmek üzere, çayınız sıcak, gününüz
mutlu ve pozitif olsun J
Deniz Görcaner.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder