5 Haziran 2014 Perşembe

Eczacıbaşı Holding CEOsu Erdal Karamercan ile Görüşmemiz

26 Mayıs 2014 günü saat 14:00'de Eczacıbaşı CEO'su Erdal Karamercan'ın toplantıya katılanların hayatlarında yeni bir sayfa açmasına vesile olacağı görüşmenin ilk adımını mimarinin ve estetiğin güzel bir örneği olan Kanyon Ofis binasına atarak başladık. Muhteşem manzaranın cezbedici görünümü ve güleryüzlü, aynı zamanda sempatik bir ekip tarafından karşılandık. Karşılamadan sonra görüşme odasına geçtik ve insan kaynakları departmanını temsilen İlke Kılıç Hanım bizi içtenlikle ağırladı ve güzel bir sohbetin ardından Erdal Bey görüşme odasına giriş yaptı. Teker teker hepimizle tokalaşması, insanlara ve bireylere olan saygısını açıklıyordu. Kendinden emin bakışları ve mizahıyla eğlenceli bir giriş oldu. Ekibimizi temsilen Deniz arkadaşımız  kulübümüz hakkında bilgi aktardı ve genel toplantı akışından bahsetti. Bunun üzerine Erdal bey can alıcı bir soruyla karşımıza çıktı; odadaki herkesin gerçek isteği ileride bir gün CEO olmak mıydı? Çoğumuzun  aklında yatan buydu  ama Erdal bey kalbimizdeki düşünceyi merak etmişti, acaba mantık ve kalbin gerçekten örtüşebildiği bir iş mi istiyorduk?


Sohbetimize Erdal Bey'in kendi ağzından hayatını dinleyerek devam ettik. Bu noktaya nasıl geldiğini, kişisel yapısını, olaylara bakış açısını ve en önemlisi dünyaya bakış açısını öğrendik. Kendisi sosyal yaşamın, hırs ve akılcı çalışmanın öneminden, hayatı hakkındaki aldığı kritik kararlardan ve bunların nedenlerinden söz etti. Daha sonra Eczacıbaşı Holding'e giriş ve o dönemki koşullardan; Türkiye'nin dış ticareti, ihracat teşvikleri, kendisinin görev aldığı farklı departmanlar vb. önemli geçiş dönemleri hakkında sohbetimizi sürdürdük. Erdal Bey'in aynı topluluk içerisinde uzman olmamasına karşın farklı sektörlerde çalışması ve bu sektörlerde kendisine verilen büyük projeleri başarıyla bitirmesi kendini geliştirmeye açık, çok yönlü, mantık çerçevesinde hareket eden ve iş bitirici kararlar alabilen yapıda bir birey olduğunu anlamamızı sağladı.

Arkadaşımızdan gelen "Bir ekibi yönetmek için olmazsa olmaz şey nedir?" sorusu üzerine Erdal Bey bize çok önemli bir noktaya değinerek "Duygusal Zeka" kavramını tanımladı. İnsandan insana fark gösteren zeka katsayısı ne kadar önemliyse duygusal zeka da bir işteki ekip elemanlarına liderlik etmek, onları bir arada tutmak ve verimli bir çalışma ortamı sağlamak için o kadar önemlidir. Kendisi bize ve  bu blogu okuyan arkadaşlarımıza duygusal zeka konusu üzerine Dr.Daniel Goleman'ın ve Acar Baltaş'ın kitaplarını ve yazılarını okumamızı şiddetle tavsiye etti. Bu konu hakkında Erdal Bey'in referansıyla şunları söyleyebiliriz; bir ekipte veya ikili herhangi bir ilişkide duyguları yönetebilmek ve kontrol altında tutabilmek çok önemlidir ve insanların birbirlerini anlaması 'empati' yoluyla gerçekleştirilebilen bir şeydir. Bu şekilde insanlar tek taraflı çıkarcılıktan çok karşılıklı kazanç yolunu benimser ve daha verimli aynı zamanda da huzurlu bir ortam yaratılmış olur.

Sözü geçen bir önemli olay da 'dış motivasyon' dur. Erdal Bey'in bu konudaki yaklaşımı oldukça realist. Dış motivasyon abartılmadan gerektiği yerde ve zamanda yapılması gereken ufak bir destek olarak tanımlanabilir. Başka bir deyişle günlük hayattan söz edecek olursak elde ettiğimiz her başarıdan sonra anne-babamızdan duyacağımız bir 'aferin' bizi memnun edebilir. Fakat, bunlar bizi ileride işin içinden çıkılamayacak bir duygusal boşluğa ve tatminsizliğe sürükleyebilir çünkü hayatta kimse bizi desteklemek zorunda değildir. İnsan kendi kendini motive edebilmelidir ki başarıya daha koylaca ulaşabilsin ve ayakları üzerinde durabilmelidir ki hayatını sürdürebilsin.

Eşitliğin dağılımı konusunda çok önemli bir noktaya değinen Erdal Bey bize sosyal sorumluluk adına kadınlara destek amaçlı oluşturulan Eczacıbaşı Kadın Voleybol Takımı'nın toplumdaki sosyal gelişim hedeflerinin nasıl ve hangi yönde ilerleyeceği konusunda da bilgi aktardı. Bu kapsamda kadının statüsünün gösterilmesi, cemiyet hayatı desteği ve yaşam, öğretim, iş hayatı vb. gibi alanlarda 50-50 eşitliğin sağlanmasının öneminde bahsedildi. Erdal Bey bu ortamın sağlanması için de pozitif ayrımcılığın yapılması gerektiğinden söz etti.

Bu güzel sohbetin ardından Erdal Bey ve arkadaşlarımla beraber bir fotoğraf çekildik. Çekim sırasında ve sonrasındaki kısa süreçte de Erdal Bey'in mizahıyla ve sıcakkanlılığıyla güzel bir vakit geçirdik. Daha sonra kendisine, İlke Hanım'a ve bu görüşmeyi gerçekleştirmemize yardımcı olanlara teşekkürlerimizi sunarak Eczacıbaşı Holding Kanyon Ofis'ten ayrıldık.

                                                                                              Umut GÖNÜLKIRMAZ


3 Haziran 2014 Salı

Tchibo Türkiye Genel Müdürü Şenay Küçük Tanşu ile Görüşmemiz

13 Mayıs Salı günü Tchibo Türkiye Genel Müdürü Sayın Şenay Küçük Tanşu hanımefendiyle görüşme gerçekleştirmek üzere Ataşehir’e doğru yola çıktık. Kapıdan girer girmez bizi mükemmel kahve kokuları karşıladı. Salondaki masada bizim için hazırlanmış birbirinden güzel tatlıları ve kahve ikramlarını görünce ne kadar samimi ve içten bir ortama girmiş olduğumuzu anladık.

Kulübümüzden Ceolarla Çay Sohbetleri diye bahsederken, “Bizimkisi Ceolarla kahve oldu ama neyse” diye bir gülümseme geçti aramızda. İkiz çocuk annesi olan Şenay Hanım, lisans eğitimini Ankara Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili Bilimi bölümünde tamamlamış. Edebiyat’ın bugünkü mesleğinde kendisine yardımcı olduğunu dile getirirken, “Bir işte kendinizin iyi olduğu kadar, takım arkadaşlarınızın da iyi olması gerekiyor” diyor. Üniversite yıllarındayken bir yandan derslerine odaklanmış, bir yandan da Ankara Hilton otelinde müşteri memnuniyetini sağlama konusunda kendini geliştirmek üzere çalışmaya başlamış. Perakende eğitimi konusunda yurtdışında teknik kurslara katılan Şenay hanım, öğrenci olarak bizlerin yaz tatillerimizi iyi değerlendirmemiz gerektiğini vurguladı. Yazın bodruma tatile gitmek yerine şirketlere staja, yurtdışına projelere yönelmemizin bize gelecekte faydalı olacağından söz etti. Okurken kendimizi geliştirmemizin önemini vurgularken, “sevdiğiniz işin peşinden gitmelisiniz” diyor.

Şenay hanım İspanya’da Zara firmasında 9 Avrupa Ülkesinden sorumlu Uluslararası Yönetim Kuruluğu üyeliğini yapmış. Türkiye’ye de Zara firmasının gelmesini sağlayan kişilerden. 2005 yılında Türkiye’de açılan Tchibo mağazalarının, o yıldan bu yana Genel Müdürlüğü görevini üstlenen Şenay Küçük Tanşu, tüm bu önemli işleri yaparken aile-iş dengesinin iyi kurulması gerektiğini ve Tchibo firmasının iş-özel hayat dengesini destekleyen bir yapısı olduğundan söz etti. Tchibo mağazalarında çalışanlarının çoğunun ev hanımlarından oluştuğunu, onlara iş olanakları sağlayarak, ekonomik bakımdan destek verdiklerini söyledi.

Sohbet sırasında kendisinin bize verdiği en güzel öğütlerden biri, karşılaştığı her çalışanına söylediği bir sözdü. Bunu şöyle dile getirdi: "Bir işte 3 şeye ihtiyacınız var:

1) Niyet: İşe başlamadan önce niyet etmelisiniz.

2) Kısmet: İşe başlayınca kısmetiniz varsa o işte ilerlersiniz.

3) Meziyet: Kısmetiniz olunca onu lehinize çevirmek size kalıyor. Kendinizi geliştirin. Stajla ya da kurslara giderek işin içine girin.”

Bu üçü olmadan hiçbir şeyin yapılamayacağını, yapılsa bile yarım kalacağını söyledi. Bu sözü ilk duyduğumda ne kadar doğru bir söz olduğunu düşündüm. Yaptığımız her işte aslında bu 3 maddenin önemi var.


Kendisine yönelttiğimiz, kararsız kaldığınız durumlarda nasıl davranırsınız sorusuna: “En kötü karar, kararsızlıktan iyidir. Karar verebilen insanlarla çalışmak çok önemli” diye yanıt verdi. Sohbetin sonuna doğru gelirken, bizlere armağan vermeleri de ayrıca çok kibar bir davranıştı. Bizleri kırmayıp, değerli vaktini ayırdığı için Sayın Şenay Küçük Tanşu’ya ve ekibine buradan tekrar teşekkürlerimizi iletiyoruz.

Seguy Zubeyde Gencoglu