12 Mart 2014 Çarşamba

P&G Türkiye Genel Müdürü Tankut Turnaoğlu ve Tea Talks with CEO’s Üyeleri Buluştu…

11 Şubat günü, Tea Talks with CEO’s, görüştüğü liderler listesine P&G Genel Müdürü Tankut Turnaoğlu’nu da ekledi.  Gerek P&G’nin sektörünün önde gelen şirketlerinden biri olması, gerekse de öğrenciler arasındaki popülerliği sayesinde bu görüşme kulübün, adını duyurması açısından da çok önemli rol oynadı. Bu nedenden dolayı Sayın Turnaoğlu’na bir kez daha teşekkür etmek istiyoruz.


Görüşmeye Tankut Bey, herkesin ismi ve doğduğu ili öğrenerek başladı. Görüşülen diğer liderler, öğrencilerin nereli olduğunu çok merak etmezdi; ancak Tankut Bey’in bu konuda basit bir açıklaması vardı; gelecek senelerde, Türkiye’nin doğusunun fırsatlara açılan kapı olduğundan bahseden Turnaoğlu, artık ekibinde Türkiye’nin doğusunu görmüş insanlara yer vermek istediğini çünkü o kişileri, başarının beklediğini savundu. Ardından yakın zamanda, şirketin Van, Samsun, Rize, Adana ve Mardin’de gerçekleştirdiği etkinliklerden bahsetti. Amaçlarının genel olarak, doğuyu anlamak ve oradaki potansiyel çalışanların önünü açmak olduğunu söyledi.

Sohbetimiz daha sonra Tankut Bey’in kariyeriyle devam etti. Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olup Özbekistan, Kazakistan, Singapur ve İstanbul’a yayılan kariyer hikayesine değindikten sonra Tankut Bey, bu uzun yol boyunca bağlı kaldığı birkaç kişisel ve şirkete ait prensibi anlattı:

-Going to the “Gamba”; Bir problem ile karşılaşıldığında mutlaka sorunun temeline yani sahaya inilmeli. Masa başından hiç bir sorun çözülmez ve buradan liderlik yapılmaz. Gamba çok kolay tespit edilememekle birlikte çözümün çoğunu burada buluruz.

-Being a Clock Builder; İyi bir saatçi saati yaratır ve ardından gelenler, o saate bakarak gerekli bilgileri edinebilir. İyi bir yönetici olmak da buna benzer. Bir yönetici ayrıldıktan sonra yarattığı sistem ne kadar iyi işliyorsa o kadar iyi bir yöneticilik yapmıştır. Sonuç olarak bulunduğunuz konumda iz bırakmak ve başarılı olmak istiyorsanız; yarattığınız sistemde, baştaki yönetici, sistemi yöneten değil, bir parçası olmak zorundadır.

-Listen, Engage, Dialogue, Collaborate; İyi bir yönetici olmak öncelikle iyi bir dinleyici olmaktan geçer. Sorunu tam anladıktan sonra gerekli kişilerle irtibata geçerek ve yardımlaşarak sonuca gidilmelidir.

-Execute, Deliver, Be Dependable; Bir görevi başarabilme becerin, yüksek olmalı ve bunu yerine getiremiyorsan şirketin zaman kaybetmemesi için hemen bunu söylemen gerekir. Ayrıca iş hayatında çarkların bir parçası olarak kalabilmek için sistem, sana bağlı olmalı ki işler sensiz yürüyemesin. Eğer senin varlığın, sistem için gereksiz bir hal alırsa, önemini yitirirsin.

-Encourage; Bir lider mutlaka risk almalıdır ve kararlarının arkasında durmalıdır. Turnaoğlu için belki de bunun en güzel örneği, 1990’larda herkes Batı’ya giderken, kendisinin Doğu’ya gitmesi ve burada oluşan politik hareketlilik ve market açığı sayesinde kısa sürede şirketin üst konumlarına gelmesi gösterilebilir.

-Simplicity; Basit düşünme ve basit hareket etme becerisi, kendini etrafındakilere anlatmak için en iyi yöntemdir. Kısa ve öz konuşmak, basamakları hızlı çıkmanda bir etken olabilir. Turnaoğlu, bunun önemini anlatırken, asansörde genel müdürüyle karşılaşan sıradan bir çalışanı örnek gösteriyor. Eğer o çalışan asansörün on kat çıktığı sürede fikrini yada projesini genel müdüre, açık ve basit bir şekilde anlatırsa, şirkette çok daha hızlı bir şekilde tanınacağını ve yükseleceğini savunuyor.

-Kazanma Arzusu; Hep motive kalmak önemli. En başarılı olduğun an, en zayıf olduğun andır çünkü önceliklebir işten elde ettiğin başarıyla tatmin olma hissi içersindesindir ve bu his, sıradaki başarılar için seni yavaşlatır hatta belki de o başarıların önünü kapatır. İkinci olarak; başarılı olduğun anda,  rakipler yenilgiyi tatmış ve bu yüzden daha da hırslı olacaklardır. Onlara geçilmemek için daha da fazla çalışman gerekecek. Zirvede kalmanın yolu ise sürekli üstüne koyarak çalışmak ve sürekli tatminsiz hissetmek.

-Dare to Dream, Driven to Deliver; Her zaman daha ilerisini hayal etmek ve hayal ettiğini gerçekleştirmek, başarının anahtarlarındandır.

Tankut Turnaoğlu, Tea Talks with CEO’s Kulübü üyelerine prensiplerini anlattıktan sonra, soru cevap bölümüyle sohbetimiz devam etti. P&G’nin bulunduğu sektörün dolgunluğa ulaşıp ulaşmadığı sorulduğunda; Turnaoğlu, Avrupa ülkerinin çoğunda ve diğer gelişmiş ülkelerde belki gelirin bundan sonra daha yavaş artacağını söyledi. Bunun yanı sıra Afrika ülkelerinde kişi başı yıllık FMCG ürünlerine ödenen miktarın çok az olduğunu ve bu miktarın arttırılmasıyla gelişimin, Afrika üzerinden sağlanabileceğini iletti. Ayrıca FMCG ile gelişmekte olan diğer sektörler karşılaştırdığında, FMCG’nin konumunu hiçbir zaman kaybetmeyeceğini ve bunun nedeninin, global şirketler ve geniş ürün havuzları olduğunu söyledi. Özellikle P&G için global bir şirket olmanın önemini vurgulayan Turnaoğlu, İstanbul’da belli bir ürün üzerine çalışan kişinin, belli bir sure sonra, kendi ve şirketin isteği doğrultusunda Cenevre’de yada başka bir P&G Genel Müdürlüğü’nde tamamen farklı bir ürün üzerine çalışabileceğini ancak P&G’nin bünyesinden çıkmadan bu değişimin sağlandığını belirtti.

Tea Talks with CEO’s üyelerinden gelen başka bir soru ise; CEO’luk görevine soyunurken ne gibi özelliklerinin onu ön plana çıkardığıydı. Turnaoğlu, şirketlerin her dönem farklı özellik taşıyan liderlere ihtiyaç duyduğunu söyledi. Kendisinden sonra CEO olacak kişinin, çok daha farklı özellikler taşıyabileceğini ve bunun şirketin durumuna gore belirleneceğini, öğrencilerle paylaştı. Kendisini, meraklı, araştıran, sakin ve inatçı biri olarak tanımlayan Turnaoğlu, eskiden bulunduğu konumların, onun seçiminde önemli rol oynadığını söyledi. Doğu’da, Rus Devrimi esnasında çok deneyim kazandığının altını çizdi. Bunların yanı sıra şirket içi iyi bir takım havası yaratmaya çalıştığını söyleyen Turnaoğlu, bireysel değil de toplu olarak hareket ettiklerini ve ortak bir amaca sahip olduklarını savundu.

Bu faydalı bilgiler için Procter & Gamble ve Sayın Tankut Turnaoğlu'na bir kez daha teşekkür ederiz.

Yalım Demirkesen

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder