Ceolarla çay sohbetleri Adana, kulüp bünyesindeki herbir kimsenin midesinin
hayalini kurduğu bir etkinlikti. 2011 yılında kulübe girmiş olan bir üye olarak
ilk atıldığım İstanbul dışı gezi olması da
bu durumun önemini belirtiyor. Kendi sınırlarını gerek markalaşarak
gerekse yurt dışı görüşmeleriyle aşan bir kulüp olarak Türkiye de topraklarının
bereketli, üretimin bir zamanlar merkezi olan oryantalist California olarak
tabir etttiğimiz her yanı palmiyelerle dolu olan Adana'ya gitmeye karar
verdik. New York görüşmesinin çaysız
geçen sohbetleri ve soğuk havasının ardından Adananın sıcak ve leziz tatları
herkese iyi geldi.
Kaldığımız otelin konforu, güzelliği ve insanlarının sıcak
kanlılığı ile Adananın ilk hoşgeldin deyişi ve ardından Adanaya ayak basar
basmaz kebapçıya gidişimiz ise paha biçilemezdi. Adanalı arkadaşlarımız
sağolsun en güzel yerlerde yemekler yedik, en güzel yerde kaldık ve yine en
güzel yerleri gezdik. Bulunduğumuz 4-5 gün içerisinde neredeyse Adanada
gezilmedik yer, yenilmedik kebap bırakmadık. Adanaya varmadan önce gezinin
sıradan görüşmeler serisi olarak görüyordum ancak "Tatlı yiyelim, tatlı
konuşalım" özlü sözünü yaşayan örnekleri
olunca Adana gezisi " tadından yenmedi." Tabiiki tüm gezilerde olduğu
gibi insanların burada da gitmek görmek istediği yerler vardı ama tek farkı
buradakiler "Ciğerci Bedo" ," Kazım Büfe" gibi yerlerdi.
Taş köprüye gitmektense Taş Köprünün karşısındaki börekçide kahvaltı yapmaktı.
Adana görüşmelerinin en güzel yanı birbirinden farklı sektör
gördük aynı sektörler arasında ise çalışma farklarını ayırt edebildik. Örneğin
bilindiği üzere Adana tarıma elverişli bir şehir olarak barındırdığı meyve ve
sebze şirketlerinin işleme ve üretim farklılıklarını açıkca görebildik. 16 kişi olarak ayak bastığımız şehirde, 7 çok
verimli görüşme gerçekleştirdik. Özellikle Groseri görüşmesi kulübün tarihine
yazılmış en önemli görüşmelerden biri olarak geçti. Tek üzücü olan olay ise
Sasa görüşmesinin iptaliydi. Ancak bizde yarattığı acıyı da sıkma yiyerek dindirmeye çalıştık.
Yalex ve Groseri görüşmelerinde bizi masada adana kebabı veya
lahmacunlarla karşılamaları diğer
şirketlerin ise taze meyveler yiyerek sohbet etmeleri Adana insanının
misafirperverliğini ziyadesiyle yaşattı.
Adana gezisi sizin de gördüğünüz gibi çok eğlenceli ve
keyifli geçti. Bir çok kişinin kendi özel hayatında değişiklikler yarattığına
eminim. Aramızda aslen Adanalı olup Adanaya hiç gelmeyen arkadaşımız
topraklarına yatırım yapmayı düşünürken. Bendeniz içindeki Adanalıyı keşfedip,
mezarımı bir kebapçının altına yapılmasını vasiyet olarak bıraktım. Bireysel
olarak kişi veya kulübe nasıl ve neler kattığını herkesin adına söyleyemem
belki ama en az 2 kilo kattığı kesin.
Gizem Dirlik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder