7 Temmuz 2014 Pazartesi

Ray Sigorta CEO’su Levent Şişmanoğlu ile Görüşmemiz


“Trafikte; aylardan Ağustos, günlerden Cumartesi, saatlerden de 17.00-19.00 arasına dikkat! Çünkü Türkiye'de en çok trafik kazası bu zamanlarda oluyor.”
(Ray Sigorta A.Ş. Facebook sayfasından alınmıştır.)

12 Mart 2014 Çarşamba günü saat 15.00’te değerli kulüp arkadaşlarım Yalım Demirkesen, Sevde Türker, Melis Su İnciroğlu ve Eynar Haji’nin katılımıyla 5 kişilik bir grup halinde Ray Sigorta A.Ş. CEO’su Levent Şişmanoğlu’yla görüştük. Keyifli ve bir o kadar da sıcak bir çay sohbeti gerçekleştirdik. Normalde masa düzeninde gerçekleştirdiğimiz toplantılarımızdan farklı olarak, Levent Bey’in ofisindeki koltuklarda toplantımızı yaptık. 
Kulübümüz her dönem birçok toplantı düzenliyor, onlarca CEO ve mesleğinde lider isimlerle başarılı görüşmeler düzenliyor. Sigortacılık alanında da pek bir görüşme yapılmadığının farkındaydım. Bu sefer öncekilerden  farklı bir sektördeki lider bir isimden yeni cümleler duymak istiyordum ve Orta ve Doğu Avrupa’da faaliyet gösteren Vienna Insurance Group’a bağlı olan Ray Sigorta A.Ş. ile iletişime geçtim. Bu görüşme, kulübümde Yurtiçi Grubu’na geçtiğimden beri ayarladığım ilk görüşme olma özelliğini taşıyordu. Ayrıca, ilk defa toplantı moderatörü olacaktım. Detaylıca hazırlanmıştım. Üstelik, Levent Bey’i ilk kez görmeyecektim ama yine de tatlı bir heyecan içerisendeydim. En başından beri; toplantı detaylarını görüştüğüm, kulübümüzü tanıttığım ve görüşmeyi ayarlamamda büyük desteği olan Ray Sigorta A.Ş. Kurumsal İletişim Grup Lideri Selda Çamlıbel Özkoyuncu bizi karşıladı.



Levent Bey kulübümüzün varlığından ve yapmakta olduğumuz verimli faaliyetlerden haberdardı ama ben yine de genel hatlarıyla kulübümüzü tanıtarak görüşmeyi açtım. New York’a düzenlediğimiz geziden de haberi vardı ve orada kazandığımız deneyimlerden bahsetmemizi rica etti. Tesadüfen Yalım, Sevde ve ben New York’a giden grup üyelerinden bazılarıydık. Orada yaşadığımız güzel anıları ve toplantılardan bazı noktaları aktardık kendilerine. Böylece samimi bir başlangıç yapmış olduk. Öncelikle, Levent Bey eğitim hayatından kesitlerle profesyonel yaşam öncesi elde ettiği deneyimlerini bizlerle paylaştı.
Ardından sohbetimiz sigortacılık sektörüne kaydı. Sigortacılığın temelinde “risk yönetimi”, özellikle de ‘hesaplanmış risk alma’nın (calculated risk taking) olduğundan bahsetti. Bu meslekte başarılı olmanın anahtarının ise iyi derecede “istatistik” ve “olasılık” hesapları bilmekten geçtiğinin altını çizdi. Kendisinin ODTÜ Ekonomi mezunu olduğunu araştırmalarımız sonucu biliyorduk. Muhasebe hesabının taşıdığı önemi de anlattı.
Şirket yapısını ve çalışanları anlatırken değişik bir noktaya parmak bastı Levent Bey. “Çalışanlarımız teknolojiye son derece hakimler”, dedi. Bunun kökeninde elde edilen ‘data’yı (veri) yorumlamanın önemi olduğunu söyledi. “Yazılımdaki yanlışı anında görebilecek kişilere ihtiyaç var, bu yüzden bilgisayar mühendisliği kökenli elemanlar tercih ediyoruz”, dedi. Şirket yapısında hedeflenen önemli nokta olarak da, üsttündeki yönetici olmadığında ilerleyebilecek, tökezlemeyecek özellikte çalışanların gerekliliğini vurguladı. “Orta kademedeki çalışanlarçok nitelikli olmalı ve üst yönetici, muhtaç olunmayan kişi olarak konumlandırılmalıdır.” dedi.
Levent Bey bazı anekdotlar da paylaştı bizlerle. Bunlardan bir tanesinde; yaklaşık %1,7 pazar payı sahibi olmalarına rağmen, Ray Sigorta A.Ş. olarak sektörde söz hakkı olan bir şirket olduklarını aktardı. Bunun temelinde, yapılan başarılı girişimlerin ve etkin yönetim yapısının olduğu görülmekte.
Sohbetimizde özellikle ürün grupları içerisinde yer alan oto sigortalarından sözettik. Levent Bey, fiyatlamayla ve alınan risklerle ilgili “100 arabanın 32’si hasarlanacak diye yola çıkıyoruz.”, demişti. Deprem sigortalarıyla ilgili de, eğer bir ‘katastrofi’ (felaket) olma durumunda “binaların %60’ı yıkılırsa” ihtimalinden yola çıkılarak hesaplandığını söyledi. Bu sözleri ilgi çekiciydi, çünkü böyle verileri ilk kez duyuyorduk.
Levent Bey, içinde bulunduğu sigortacılık sektöründen de ‘tüyolar’ vermeyi ihmal etmedi bizlere. Bunlardan bazıları:
- Kriz zamanında fazla poliçe düzenlenme çabasında olunmamalıdır.
- Yeterli güvenlik payı (security margin) koyulmalıdır, her zaman!
- Fiyatlandırma (pricing) çok önemlidir.
- Ek olarak sigortacılığın dünyanın hiçbir yerinde kar marjı yüksek bir iş olmadığını yüzde 2’lik kar marjlarıyla iş yapıldığını söyledi.
Reasürans ve sigorta şirketleri arasındaki ilişkiyle ilgili bir soru yönelttim Levent Bey’e. Bizi bu konuda aydınlattı. Reasürans şirketleri, sigorta şirketlerinin  mali kapasitelerinin üzerindeki risklere teminat vermeleri için varmış. Reasürörlere aktarılan bu riskler, dünyanın dört bir yanındaki reasürans yapan şirketlere dağıtılırmış. Bu sistemle, büyük risklerin etkileri bölünmüş ve uluslararası mali piyasalara dağılarak karşılanabilir hale gelmiş olurmuş.
Liderlikle ilgili de mesajlar vermesini arzu etmekteydik. Bunun üzerine, liderin karşısındaki herkese karşı ‘direkt olması’nın gerektiğini söyledi. Dolayısıyla, söylenmek istenenin başka bir anlama gelmesi önlenmiş olur. En önemlisi de liderliğin ‘öngörülebilir bir insan olmak’tan geçtiğini vurguladı. “Bir gününüz bir gününüze uymalıdır.” dedi.
Levent Bey’in bize verdiği en güzel mesajlardan biri de “Sevmediğiniz işi yapmayın!” oldu ve son olarak da karşıdaki insana eksik bir yönünü söylerken doğru bir dil ile söylemek gerektiğini vurguladı.
Toplantı süremiz olan iki saatin nasıl geçtiğini anlayamadık fakat bitirmek zorunda kaldık. Yoksa bu samimi sohbetin saatlerce devam edeceğine hiç şüphemiz yoktu. Bu görüşmeden her birimizin bir şeyler kazandığına eminim. Her toplantıda duyulanlardan farklı şeyler de fısıldadı kulağımıza Levent Bey. Ray Sigorta’nın Sarıyer’deki deniz kıyısındaki genel müdürlüğünden ayrılma vaktimiz gelmişti.
New York gezimize yaptıkları kısmi sponsorluk desteğinden ötürü Ray Sigorta A.Ş.’ye ve Levent Şişmanoğlu’na kulübüm adına tekrardan teşekkür ederim.

Deha ÇUN



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder